31 Aralık 2008 Çarşamba

Hasan Amca


Yeni yıla çok az bir zaman kala ben de dört beş yıl kadar önce yazdığım bir öykümü paylaşarak 2008'i bitirmek istedim.Çok sevdiğim bir arkadaşım düzenlemeler yapmıştı,hatta bir resim oluşturmuştu.O resmi de eklemek istedim.Uzun zamandır görüşmüyoruz,kulakları çınlasın.

Yeni yıl hepimize sağlık,mutluluk ve başarı dolu günler getirsin.


HASAN AMCA

Artık gör birini dedi Hasan Amca,gör.

-Gör kızım birini gör
-Yok Hasan Amca ne yapıcam birini görüp de.Ne gerek var.İyi kötü çalışıyorum.Kendi paramı kazanıyorum.Rahatım böyle.
-Olur mu hiç öyle şey.İnsan tek başına yapar mı?Parasına puluna bakma.Göreceğin adam fakir olsun.Paralı adamlardan hayır gelmez.Gözleri dışarda olur.
-Tamam amca seni mi kırıcam.Sen yeter ki iste.
-Sözüm kulağına küpe olsun Sen fakir bir adamı gör.


Hasan Amca ile her sabah durakta karşılaşırdık.Sabah altı buçuk otobüsüne on dakika kala ikimizde durakta olurduk.Altmışına merdiven dayamıştı.Bir ayağı aksayarak yürüyordu.Ama hala dinç ve coşkuluydu.Hasan Amca güne mutlu ve esprili başlamamı sağlıyordu,o güzel sohbetiyle.

Hasan Amca Ağrı'lıydı.Yıllar öncesinden buraya çalışmaya gelmiş.Burada belli bir süre çalıştıktan sonra köyüne gidip sevdiği kızla evlenmiş.Onu da buraya getirerek çoluk çocuğa karışmışlar.Yıllardır değişik işlerde çalışmış.Son birkaç yıldır ayakkabı boyacılığında karar kılmış.Sabahın dördünde kalkar,namazını kılar,çayını demleyip kahvaltısını yaparmış.Hanımı uyandırmaya kıyamazmış.

Her sabah karşımda çok sevdiğim bir dostum varmış duygusuna kapılıyorum.Onunla kaşılıklı duygularımızı,yaşadıklarımızı paylaşıyoruz.Birbirimizle ilgili her şeyi biliyoruz.Benim yaşıma takmış durumda.Bana;”otuzuna gelmişssin artık gör birini kızım”diyor.Ben onun sözlerine espiriyle karşılık verdikçe o daha da diretiyor.Zaten zamanım geçmiş,daha da geçirmemeliymişim zamanımı.Sonra çok üzülürmüşüm,öyle söylüyor Hasan Amcam.


Birkaç ayı bulan durak muhabbetlerimiz benim işten ayrılmamla son buluyor.İşssiz kaldığıma değilde Hasan Amcayla sohbetlerimizin bitmesine üzülüyorum.Ne adresini ne çalıştığı yeri biliyorum.

Bakarsın bir gün yine durakta karşılaşıp o güzel sohbetlerimize devam ederiz Hasan Amcam,ne dersin?

11 Aralık 2008 Perşembe

İç Hesaplaşmam


Bazen kendi hayatımı düşünüp,gözden geçiriyorum.Hayat neler sundu,neler götürdü benden şu zamana kadar,diye.Evet çok zor zamanlarımda oldu,çok güzel anlarımda.Bazen karamsar ve sıkıntılı,bazen ümitli ve mutlu.Hayat böyle bir şey evet.Bazen şu anı,içinde bulunduğum durumu düşünüyorum.Bu seneye baktığımda en çok sevindiğim şeylerden biri sigarayı bırakmış olmam,bunun için çok mutluyum ve bir daha içmeyeceğimi biliyorum.Onun dışında canım Okan'cığım üniversiteyi daha da fazlası istediği bölümü kazandı.Bazen ona baktığımda kocaman bir adam görüyorum,kendi ayaklarının üzerinde durduğunu görmek de çok güzel.Evet şu an çalışmıyorum,ama ümitsiz değilim. Kriz var ama umudumu yitirmiyorum.Bu sene kilo aldım ama kararlı olup vereceğime de inanıyorum.Önceden öykü yazmaya çalışırdım ve çok severdim bunu.Uzun zamandır yazamadığımı farkettim.Bu biraz üzdü beni.Ama önceki çalışmalarım var nasıl olsa.Akışına bırakmak en güzeli.Bir blogum var ve ben çok değerli bir arkadaş kazandım blogum sayesinde.Kendimi ifade edebileceğim bir yer,ne mutlu.Evdeyim ve ben evde zamanımı güzel geçiriyorum.Zaman zaman tembellik yapsam da keyifli geçiyor zamanım,özellikle mutfaktayken:)Sinemaya gidebiliyoruz-ne güzel filmler var bu aralar-en azından.Dostlarım ve ailem var ve iyi ki varlar.Kendimi biraz Polyanna gibi hissettim fakat hayat bu şekilde güzel değil mi?Günümüzde baktığımız zaman hayat zor ve her geçen gün zorlaşıyor.Hayatımızdaki güzel yanları görmek yaşamımızı daha anlamlı kılmıyor mu?

27 Kasım 2008 Perşembe

Canım Ailem


Evdeki internet bağlantımızı iptal edince çok fazla yazamadım.Hala dışarıdan girebiliyorum.Bu aralar genellikle evdeyim.Havalar soğuyunca insan dışarıya çıkmak istemiyor pek.Hafta sonu kursumda olmasa dışarı çıkacağım yok . İş bulma gibi bir umuda da pek kapılmıyorum.Kriz ortamı belli.Ben de evde zamanımı en güzel şekilde geçirmeye çalışıyorum.Güzel güzel yemekler pişirip,güzel güzel filmler seyrediyorum.Zaman zaman da güzel diziler bulup seyrediyorum.Bu ara yeni yayınlanmaya başlayan bir diziyi hepimiz büyük bir keyifle,yüzümüzde bir gülümsemeyle seyrediyoruz.Uğur Yücel'i hep çok sevmişimdir.Hele Muhsin Bey'de ; Şener Şen ve Şermin Hürmeriç'le ne kadar iyiydiler.Sonrasında da çok güzel filmler ve diziler yaptı,Uğur Yücel.Ben hep büyük keyif aldım onun yaptığı işleri seyretmekten.Şimdi Salı günleri hepimiz televizyonıun karşısına geçip heyecanla dizinin başlamasını bekliyoruz.

29 Ekim 2008 Çarşamba

Blogger'ın kapatılması çağdışı bir karardır,kınıyorum!!!

17 Ekim 2008 Cuma

Annemin Sütlacı

Annelerin yaptığı yemekler hep lezzetldir.
Benim annem de çok güzel yemekler yapardı.Yaptığı güzel tatlardan birisi sütlaçtı.Annemin sütlacının tadı bir başkaydı.Biz küçüktük.O zamanlar sütçümüz vardı.Annem her seferinde beşer kilo süt alırdı.Bu sütten çoğu zaman yoğurt yapar,geri kalanını bizlere içirirdi.Birkaç haftada bir de, aldığı bu sütten sütlaç yapardı.Ne güzeldi,ne lezzetliydi.Kardeşlerimle hafif tutan dibini kazımayı ne severdik.Şimdi biz büyüdük.Birçok şey değişti.Ben ne kadar annemin sütlacı gibi yapmaya çalışsamda biliyorum ki o tadı yakalamam mümkün değil.Annem hep göz kararı yapardı.Ben de göz kararı yapmaya çalışıyorum.Genelde iki kiloya yakın süt,bir bardağa yakın pirinç ve iki bardak şekerle su kullanarak yapıyorum.Bir de piştikten sonra bir paket vanilya ekliyorum.Üzerine de tarçın serpiyorum.

1 Ekim 2008 Çarşamba

Canım Kardeşim

Canım,güzel kardeşim bir yıl boyunca ders çalıştı.Herşeyden feragat etti.Gecesini gündüzüne kattı...
Bir yıl boyunca onunla çok güzel anlar paylaştık.Sabahın köründe dersaneye gider,öğleden sonra eve gelir,yemeğini yedikten sonra derse otururdu.Zaman zaman çalıştıklarını bana anlatır,ben de sorular sorardım O'na.
Çok güzel hayaller kurardık Okan'cığımla.Okan çok güzel filmler çekecek,ben de yardım edecektim O'na.Artık ne yapabilirsem:)Okan'la ne kadar çok ve güzel filmler seyretmişizdir.Ne keyifli anlar paylaşmışızdır.
Şimdi o kadar mutlu ve heyecanlıyız ki hepimiz.Ne mutlu ki istediği bölüm olan Sinema-Tv bölümüne girdi.Emeklerinin karşılığını aldı.Bu pazartesi okuluna başlıyor.Hepimiz sevinç ve coşku içindeyiz.Kardeşimin hayallerinin gerçek olmasını çok güzel şeyler yapmasını tüm kalbimle diliyorum.

14 Eylül 2008 Pazar

Sonbahar


Uzun zaman oldu bloğuma yazmayalı.Zaman zaman birşeyler yazmak istedim.Ama bir türlü tam anlamıyla düşüncelerimi toparlayamadım.Sevgili Tijen'e(mutfakta zen),Zeynep'e(birporsiyonöykü)yazmak istedim,fakat olmadı.Yalnızca okumakla kalabildim.Bazen insanın eli kolu bağlanır ya sanırım öyle oldu.
Koca yaz keyifli bir şekilde sona erdi.Sevdiğim Sonbahar geldi.İstanbul'da hava soğumaya başladı.Ben güzel güzel kekler,börekler,kurabiyeler yapmak istiyorum.Çayımı da alıp televizyonun karşısına geçip Türk filmi izlemek istiyorum.Fakat kilo aldığım için korkuyorum yapmaya.Ama keksiz böreksiz olmuyor.Ne yapacağım bilmiyorum.Yine de ben bu yaz güzel bir tarçınlı,cevizli,havuçlu kek tarifi aldım sevgili Eda'dan.Birkaç kere yaptım,çok güzel oldu.Kısaca tarifini verirsem;iki bardak şeker üç yumurta ile güzelce çırpılır.Bir bardak yağ,bir bardak süt ilave edilir.Üzerine üç bardak un,kabartma tozu ilave edilir.Ayrı bir yerde bir yemek kaşığı tarçın ve bir bardak irice kıyılmış ceviz harmanlanır.Karışıma ilave edilir.Ve üç adet orta boy rendelenmiş havuç da konularak karıştırılır ve fırına verilir.
Bu yaz çok sevdiğim Zülfü Livaneli konserine gittik ailece.Çok keyifliydi ve güzeldi,çok eğlendik.O eski parçaları hep bir ağızdan söylemek insanı çok mutlu ediyor.
Daha çok güzel anılarla geçti bu Yaz'da.Şimdi Sonbahar'ı yaşama zamanı.
Merhaba.

Akasya kokan gecelerde
Türküler söyleyip dolaşırdın sen
Birer birer dökülen hecelerde
Kendi yüreğinle yarışırdın sen

Sağ olsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat

Karanlıktan güçlüydü hep aydınlık
Uzakta parlayan sımsıcak ışık
Şiir sana tutkun sen ona aşık
Kendi yüreğinle yarışırdın sen

Sağolsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat

Yaşam dalga dalga uzar giderdi
Ölüm gözümüzde bir arpa boyu
Çocuk gibi öper, okşar, severdim
Yediğim ekmeği, içtiğim suyu

Sağolsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat

3 Haziran 2008 Salı

Türk Filmleri(m)


Türk filmi izlemeyi çok seviyorum.Özellikle de eski Türk filmlerini.Bana tadına doyulmaz bir keyif veriyor.Önceden de yazmıştım,yine yazmak istedim.Sevdiğim birçok film var eskilerden.Mesela Bir Yudum Sevgi,Kırık bir Aşk Hikayesi,Çiçek Abbas,Çöpçüler Kralı,Muhsin Bey,Benim Sinemalarım,Zeyno... ve şu an aklıma gelmeyen bir sürü film.Hepsinin yeri ayrıdır benim için.Bıkmadan,tekrar tekrar seyredebilirim.Bu aralar Çöpçüler Kralı'nı seyredeyorum büyük bir keyifle, çayımı ve kurabiyelerimi yanıma alarak.Hem kahkaha atıyorum hem hüzünleniyorum.Bana her zaman çok iyi gelmiştir,eski Türk filmleri.Şimdi de çok iyi filmler yapılıyor fakat eskilerin tadı başka oluyor.Oyuncusundan yönetmenine tüm emekçileri alkışı hak ediyor.

27 Mayıs 2008 Salı

Ağva Seyehati

Uzun zamandır bu kadar rahatlamamıştım.Doğa insanı nasıl da kendine getiriyor;dinç kılıyor,huzur veriyor.
Üç arkadaş ve yeni tanıştığımız arkadaşlarla çok güzel bir gün geçirdik.Kendimize geldik,kahkahalarla güldük eğlendik,doğayla tamamen başbaşa kaldık ve bol bol fotoğraf çektik.İşte Ağva'da çektiğim fotoğraflardan birkaç tanesi:)



11 Mayıs 2008 Pazar

Çilek Reçeli

Geçen sene çilek reçeli yapmıştım,büyük bir hevesle.Fakat kıvamını tutturamamıştım.Çok kaynatmışım,sert bir kıvam olmuştu.O zaman öğrendim ki çilek reçeli-daha doğrusu reçel-yapmak ustalık istiyor.Gerçi bu senenin başında da portakal reçeli yapmıştım.Onun kıvamı da tadı da güzel olmuştu.Bu bana biraz cesaret verdi ve ne zamandır yapmak istediğim çlek reçelini nihayet yaptım.Ve sonuç karşısında kendimle gurur duydum:)Yaparken de fotoğraflarını büyük bir hevesle çektim.Değişik kaynama anlarındaki fotoğraflar ve kavanozdaki hali:)





3 Mayıs 2008 Cumartesi

BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

Can Yücel'in çok sevdiğim şiirlerinden biridir.Yeni Türkü'den dinlemekte ayrı bir keyif olmuştur her zaman.



başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

CAN YÜCEL

18 Nisan 2008 Cuma

Yiğit ve Çikolata Soslu Browni


Uzun zamandır yazamıyorum.Kızkardeşim ve Yiğitciğim gelmişlerdi.Yiğit büyümüş,çok tatlı olmuştu;aynı zamanda çok da hareketli.Arkasından koşturup duruyorduk sürekli.

Kızkardeşim ve Yiğit gittikten sonra üzüntümü hafifletmek için kendimi mutfağa attım.Kendi kendime uydurduğum çikolata soslu browni yaptım.Çok güzel oldu.Hamurunu normal kek gibi yapıp içine ceviz ekledim ve üstüne de hazır çikolata soslarından sürdüm.Tabağa aldıkça da sostan tekrar ilave ettim.Afiyetle yedik:)

16 Mart 2008 Pazar

Fotoğraf Makinem

Uzun zamandır bir fotoğraf makinem olsun istiyordum.Kardeşim sağolsun, bana bir sürpriz yapıp fotoğraf makinesi almış.Çok sevindim,canım benim.Çektiğim fotoğraflardan birkaç tanesi:)





25 Şubat 2008 Pazartesi

Dünya Öykü Günü

14 Şubat Dünya Öykü Günü idi.Biraz gecikmeli de olsa ben de kendimce kutlamak istedim.
Öykülerle aram hep iyi olmuştur.Çok severek okumuşumdur öyküleri.Adam Öykü vardı bir aralar.Heyecanla alıp okurdum.Adam Öykü'nün eski sayılarından,çok sevdiğim bir öyküden bölümler yazmak istiyorum-geç de olsa-.

KUŞ SESİ MEYHANESİ
...
"Ne konur salataya?Domates,biber,salatalık,soğan,maydanoz,istenirse üstüne peynir rendelersin.Salataya koyacağın bu malzemeleri ayrı ayrı kaplara koyacaksın ilkin.Hepsini bir araya getirmeyeceksin.Sebzeler de insanlar gibi kargaşadan,karmaşıklıktan hoşlanmazlar.Hele hele,dallarından koparılmış ve bir hüzün içine düşmüş bu sebzeleri bir araya getiriverirsen,onların hüzünlerine saygısızlık etmiş olursun.Bunun için her birini ayrı ayrı kaplara koyacaksın.Bir süre o kapta bekleteceksin onları...Her biri yeni yerine alışacak.Daha doğrusu senin sıcak yürekli bir insan olduğunu anlayacak ve senden ürkmeyecekler.Ürkerlerse ne olur?Çok şey olur.İçlerine kapanırlar ve tatlarını dışarıya vermezler.Yapptığın şey de salataya benzemez."
...
"o kaplarda on beş,yirmi dakika durmalı sebzeler.Bırakın kendilerine gelsinler.Sonra her birini musluk altında yavaş yavaş yıkamaya başlayın.Ama öyle harala gürele değil.Sevdiğinizin başı ağrırsa ne yaparsınız?Yavaş yavaş ovarsınız onun başını.Acıtmadan,incitmeden "öf"dedirtmeden.Parmaklarınıza sevginizi koya koya.Yüreğinizin tüm sıcaklığını duyura duyura.İşte öyle yıkayacaksınız onları da.Onları öyle yıkarken hepsi sevilip okşanıyormuş gibi bir duygu edinmeliler.Yıkadıklarınız ayrı ayrı kaplara koyacaksınız.Yıkanmak zindeleştirir onları.Şu Ege sıcağında bedeninize soğuk su değse nasıl ürperir,dirilir,memnun olursanız onlar da aynen size benzer bir diriliğe kavuşurlar.Üç beş dakika sonra suları süzülür."
...
DİNÇER SEZGİN

17 Şubat 2008 Pazar

Portakal Reçeli

İstanbul'da kar var.İki gündür çok güzel bir şekilde yağıyor.Nihayet uzun süreli görebildik karı.Kar yağarken ben de evde boş durmayıp sürekli bir şeyler deniyorum.Bu aralar portakaldan değişik değişik şeyler yapmak geliyor içimden.Çok sevdiğim bir meyve.Meyvelerle aram yoktur halbuki.Önce portakallı kek denemelerim,sonra portakal reçeli.Portakallı keki bir ara bayağı abartıp nerdeyse üç günde bir yapar olmuştum.Şimdi de portakal reçeli yaptım.Ne zamandır aklımdaydı.Eski iş yerimden Zeliha abla yapardı.Çok güzel olurdu.Bala benzerdi tadı.O iş yerimizdeki kahvaltılarımızı unutamam.Zeliha abla güzel güzel kahvaltılar hazırlardı bize.Dün de portakal ağacı sitesindeki tarifle yaptım reçelimi.Çok güzel oldu.Kıvamını tutturamam diye korkuyordum.Yaz'ın çilek reçeli denemiştim.Sanırım çok kaynatmışım sert bir kıvamı olmuştu.Şimdi artık öğrendim kıvamını tutturmayı.Portakal reçelimin kıvamıda tadı da çok güzel oldu.Çok sevindim istediğim sonucu elde ettiğime.Şimdi bittiğinde tekrar yapacağım.Nasıl olsa öğrendim.
Bu soğuk kış gününde portakal reçeliyle birlikte tavuk suyuna şehriyeli çorba ve peynirli makarna da güzel oldu.Cam kenarında oturup çorba içmeli ve yağan karı seyredip güzel hayaller kurmalı:)

11 Şubat 2008 Pazartesi

Ada(Dünyayı Güzellik Kurtaracak)

Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor
Nerede nerede insanlar

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

O üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben
Kederlerle
Kimseler aşık değil mi bu şehirde

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

Hava martılar ışıklıı şehir
Sarhoş ediyor beni yosun kokusu
Hilesiz kucaklamak istiyorum
Dünyayı şehri ve seni

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

Zülfü Livaneli

2 Şubat 2008 Cumartesi

Kabakçı Amca


Kış geldi de geçiyor.İstanbul'a beklediğimiz kar bir türlü gelmedi.Hafif hafif yağdı durdu,ara ara.Bu gidişle karı görmeden kış mevsimini geçireceğiz.
Kış geldiğinde en sevindiğim şeylerden birisi balkabağının çıkmasıdır.Büyük bir heyecan ve mutlulukla alıp yaparım.
Küçükken hiç sevmezdim kabak tatlısını.Tadı nedense kötü gelirdi.Fakat büyüdükçe -yemek ve tatlı yapmanın keyfine vardıkça- kabak tatlısını da sever oldum.Ve vazgeçemediğim tatlılardan birisi oldu.
Kabak tatlısını sevmeme vesile olan nedenlerden birisi,bulunduğumuz yerdeki Kabakçı Amca.Yaz geldiğinde türlü türlü yaz meyvesi;kış geldiğindeyse portakal,mandalina ve kabak satar.Küçük,eski bir arabası vardır.Arabanın arkası tamamen meyvelerle ve kabakla doludur.Yaz kış aynı yerdedir.Yeri hiç değişmez.
Günün birinde ben kabak tatlısını denemeye karar verdiğimde Kabakçı Amcaya gidip kabak aldım ve nasıl yapılacağına dair tarif.Çünkü nasıl yapılacağını bilmiyordum.Bana bir buçuk kilo kabağa yaklaşık bir kilo şeker ve de yarım çay bardağı su koyarak kısık ateşte pişirmemi söyledi.Ben de sürekli aynı oranda kabak ve şeker kullanarak yapıyorum tatlımı.Ve çok beğeniliyor.Her geçen zaman içerisinde daha da güzel oluyor.Ben tam bir kabak tatlısı ustası oldum.Tabi Kabakçı Amca sayesinde.Kış geldiğinde en geç iki haftada bir yaparım tatlımı.Üzerine de ceviz gezdirdiğimde harika bir tat olur:)

27 Ocak 2008 Pazar

Gözlerin

Bugün pazar.Ben hüzünlüyüm.Geçmişe doğru gidip geliyorum.Zülfü Livaneli dinleyip,camdan kara dönüşmesini heyecanla beklediğim yağmuru seyre dalarak, kendi içimde yolculuk yapıyorum.Hüzünlü olmamın sebebi daha çok Zülfü Livaneli.Mutluluk filminin müzikleri ve de eski parçaları.Özellikle "Gözlerin".Çocukluğumun,gençliğimin en sevdiğim şarkılarından.Zülfü Livaneli dinleyerek geçirilmiş çocukluk gençlik dönemleri.

düşlerin parlayıp söndüğü yerde
buluşmak seninle bir akşam üstü
umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak gözlerine sığınmak bir akşam üstü
gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi

bir orman bir gece kar altındayken
çocuksu uçarı koşmak seninle
elini avcumda bulup yitirmek yitirmek
sığınmak ellerine sığınmak bir gece vakti
elerin bir martı telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

bir kenti böylece buralkıp gitmek
içinde bin kaygı binbir soruyla
bitmemiş bir şarkı dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak şarkılara sığınmak bir ömür boyu
gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
ellerin bir martı telaşlı ve ürkek
ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken

21 Ocak 2008 Pazartesi

Dalgacı Mahmut

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.

Orhan VELİ

11 Ocak 2008 Cuma

Uçan Kaz ve Nills



Çocukluğumun çizgi filmiydi.Çok severek,hayallere dalarak izlerdim.Ara ara tvde rastladığımda hala heyecanla izlerim.

4 Ocak 2008 Cuma

İlk Kar

Yeni yılın ilk karı yağdı, İstanbul'a.Çocuklar gibi mutlu oldum.Ne kadar özlediğimi anladım;o bembeyaz güzelliği.
Kar yağdığında evde oturup karı seyretmek çok hoşuma gidiyor;sıcak sıcak bir çorba ve çay eşliğinde...
Kar yağdığında aklıma gelen şeylerden biri de Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" filmi oluyor.Çok beğenmiştim.Özellikle o kar sahneleri büyüleyiciydi.Karın yağdığı bu günlerde tekrar seyretmeli Uzak'ı.