23 Mayıs 2012 Çarşamba

Ayla Kutlu,15

Sen de Gitme Triyandafilis'i ilk seyrettiğimde büyülenmiştim.Karşılıksız sevginin anlatımı bu kadar güzel ifade edilemezdi.Benim en sevdiğim filmler arasında hep ilk sıralarda olacak.Ayla Kutlu'nun aynı adlı kitabından uyarlanmış bir filmdi.O zamanlar Ayla Kutlu'yu mutlaka okumalıyım diye düşünmüştüm.Sonradan hep araya başka kitaplar girdi.Fakat kısa bir süre önce "Mekruh Kadınlar Mezarlığı" ve "Sen de Gitme Triyandafilis"'i okuma fırsatım oldu ve bu kadar geç okuyabildiğim için kendime çok kızdım.Diğer kitapları da alınacak geç olmadan.Her satırını büyük bir hevesle,coşkuyla bazen de içim burkularak okudum;o dünyadan hiç kopmak istemedim. "15" adlı kitapla Tüyap Kitap Fuarında karşılaştım.Sevdiğim yazarların olduğu bir kitaptı.Bir de Behçet Çelik'in imzaladığını görünce hiç düşünmeden aldım.Kitabı bitirmek üzereyim.Yazarların 15 yaşına;çocukluklarına,ilkgençliklerine döndüğü bir kitap.Kimi anı,kimi öykü,kimi şiir türünde.Ben de onların o güzel anlatımlarıyla çocukluğuma,ilkgençliğime döndüm.Onlarla birlikte kendi yolculuğumda bazen mutlu oldum,bazen içim acıdı.İncelikli,yalın bir dili olan bir kitap. Karin Karaşlı'nın "Güzel" adlı öyküsünden bir alıntı yaparak sancılı dönemlerimize onun sayesinde bir ışık tutabilirim belki de. "Bir bakmışsın,karnım şişmiş,ertesi gün iki kaşımın tam ortasında koca bir sivilce.Aynalardan da,insanlardan da kaçardım.Arkadaşlarla çitlenen çekirdeğin bile kesmediği bir sıkıntı gelirdi.Şimdiki aklımla ona,varlıksal sıkıntı derim de,o zaman böyle sözcüklerim de yoktu.Sözcüğü de olmayan sıkıntı daha beter büyürdü içimde."