25 Şubat 2008 Pazartesi

Dünya Öykü Günü

14 Şubat Dünya Öykü Günü idi.Biraz gecikmeli de olsa ben de kendimce kutlamak istedim.
Öykülerle aram hep iyi olmuştur.Çok severek okumuşumdur öyküleri.Adam Öykü vardı bir aralar.Heyecanla alıp okurdum.Adam Öykü'nün eski sayılarından,çok sevdiğim bir öyküden bölümler yazmak istiyorum-geç de olsa-.

KUŞ SESİ MEYHANESİ
...
"Ne konur salataya?Domates,biber,salatalık,soğan,maydanoz,istenirse üstüne peynir rendelersin.Salataya koyacağın bu malzemeleri ayrı ayrı kaplara koyacaksın ilkin.Hepsini bir araya getirmeyeceksin.Sebzeler de insanlar gibi kargaşadan,karmaşıklıktan hoşlanmazlar.Hele hele,dallarından koparılmış ve bir hüzün içine düşmüş bu sebzeleri bir araya getiriverirsen,onların hüzünlerine saygısızlık etmiş olursun.Bunun için her birini ayrı ayrı kaplara koyacaksın.Bir süre o kapta bekleteceksin onları...Her biri yeni yerine alışacak.Daha doğrusu senin sıcak yürekli bir insan olduğunu anlayacak ve senden ürkmeyecekler.Ürkerlerse ne olur?Çok şey olur.İçlerine kapanırlar ve tatlarını dışarıya vermezler.Yapptığın şey de salataya benzemez."
...
"o kaplarda on beş,yirmi dakika durmalı sebzeler.Bırakın kendilerine gelsinler.Sonra her birini musluk altında yavaş yavaş yıkamaya başlayın.Ama öyle harala gürele değil.Sevdiğinizin başı ağrırsa ne yaparsınız?Yavaş yavaş ovarsınız onun başını.Acıtmadan,incitmeden "öf"dedirtmeden.Parmaklarınıza sevginizi koya koya.Yüreğinizin tüm sıcaklığını duyura duyura.İşte öyle yıkayacaksınız onları da.Onları öyle yıkarken hepsi sevilip okşanıyormuş gibi bir duygu edinmeliler.Yıkadıklarınız ayrı ayrı kaplara koyacaksınız.Yıkanmak zindeleştirir onları.Şu Ege sıcağında bedeninize soğuk su değse nasıl ürperir,dirilir,memnun olursanız onlar da aynen size benzer bir diriliğe kavuşurlar.Üç beş dakika sonra suları süzülür."
...
DİNÇER SEZGİN

17 Şubat 2008 Pazar

Portakal Reçeli

İstanbul'da kar var.İki gündür çok güzel bir şekilde yağıyor.Nihayet uzun süreli görebildik karı.Kar yağarken ben de evde boş durmayıp sürekli bir şeyler deniyorum.Bu aralar portakaldan değişik değişik şeyler yapmak geliyor içimden.Çok sevdiğim bir meyve.Meyvelerle aram yoktur halbuki.Önce portakallı kek denemelerim,sonra portakal reçeli.Portakallı keki bir ara bayağı abartıp nerdeyse üç günde bir yapar olmuştum.Şimdi de portakal reçeli yaptım.Ne zamandır aklımdaydı.Eski iş yerimden Zeliha abla yapardı.Çok güzel olurdu.Bala benzerdi tadı.O iş yerimizdeki kahvaltılarımızı unutamam.Zeliha abla güzel güzel kahvaltılar hazırlardı bize.Dün de portakal ağacı sitesindeki tarifle yaptım reçelimi.Çok güzel oldu.Kıvamını tutturamam diye korkuyordum.Yaz'ın çilek reçeli denemiştim.Sanırım çok kaynatmışım sert bir kıvamı olmuştu.Şimdi artık öğrendim kıvamını tutturmayı.Portakal reçelimin kıvamıda tadı da çok güzel oldu.Çok sevindim istediğim sonucu elde ettiğime.Şimdi bittiğinde tekrar yapacağım.Nasıl olsa öğrendim.
Bu soğuk kış gününde portakal reçeliyle birlikte tavuk suyuna şehriyeli çorba ve peynirli makarna da güzel oldu.Cam kenarında oturup çorba içmeli ve yağan karı seyredip güzel hayaller kurmalı:)

11 Şubat 2008 Pazartesi

Ada(Dünyayı Güzellik Kurtaracak)

Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor
Nerede nerede insanlar

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

O üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben
Kederlerle
Kimseler aşık değil mi bu şehirde

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

Hava martılar ışıklıı şehir
Sarhoş ediyor beni yosun kokusu
Hilesiz kucaklamak istiyorum
Dünyayı şehri ve seni

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

Zülfü Livaneli

2 Şubat 2008 Cumartesi

Kabakçı Amca


Kış geldi de geçiyor.İstanbul'a beklediğimiz kar bir türlü gelmedi.Hafif hafif yağdı durdu,ara ara.Bu gidişle karı görmeden kış mevsimini geçireceğiz.
Kış geldiğinde en sevindiğim şeylerden birisi balkabağının çıkmasıdır.Büyük bir heyecan ve mutlulukla alıp yaparım.
Küçükken hiç sevmezdim kabak tatlısını.Tadı nedense kötü gelirdi.Fakat büyüdükçe -yemek ve tatlı yapmanın keyfine vardıkça- kabak tatlısını da sever oldum.Ve vazgeçemediğim tatlılardan birisi oldu.
Kabak tatlısını sevmeme vesile olan nedenlerden birisi,bulunduğumuz yerdeki Kabakçı Amca.Yaz geldiğinde türlü türlü yaz meyvesi;kış geldiğindeyse portakal,mandalina ve kabak satar.Küçük,eski bir arabası vardır.Arabanın arkası tamamen meyvelerle ve kabakla doludur.Yaz kış aynı yerdedir.Yeri hiç değişmez.
Günün birinde ben kabak tatlısını denemeye karar verdiğimde Kabakçı Amcaya gidip kabak aldım ve nasıl yapılacağına dair tarif.Çünkü nasıl yapılacağını bilmiyordum.Bana bir buçuk kilo kabağa yaklaşık bir kilo şeker ve de yarım çay bardağı su koyarak kısık ateşte pişirmemi söyledi.Ben de sürekli aynı oranda kabak ve şeker kullanarak yapıyorum tatlımı.Ve çok beğeniliyor.Her geçen zaman içerisinde daha da güzel oluyor.Ben tam bir kabak tatlısı ustası oldum.Tabi Kabakçı Amca sayesinde.Kış geldiğinde en geç iki haftada bir yaparım tatlımı.Üzerine de ceviz gezdirdiğimde harika bir tat olur:)